erhansatun9a
  HAKASYA TARİHİ
 
1991 yılında SSCB’nin dağılması, yaklaşık bir asırdır komünizmin kıskancında kalmış birçok Türk boyunun bağımsızlığını ilan etmesiyle sonuçlandı. XX. yüzyıl siyasi tarihinin en önemli birkaç olayı arasında sayılabilecek bu olay sonucunda, Türk Cumhuriyetleri ortaya çıkmış oldu. Bu bağımsız devletlere ek olarak SSCB içerisinde yaşayan Türk topluluklarından bazıları da muhtar cumhuriyetler ve özerk bölgeler oluşturdular. Hakaslar da bu topluluklardan birisi. 

         Yüzölçümü 61.900 km2 olan Hakasya (Hakaseli)’nın kuzey-batı ve batısında Kemerova Bölgesi, kuzey-doğu ve doğusunda Krasnoyarsk Eyaleti, güney-batısında Altay Cumhuriyeti ve güney-doğusunda Tuva Cumhuriyeti yer alıyor.  


         Başkenti Abakan olan Hakasya, Yenisey Irmağı nın yukarı kesimindeki geniş Minusinsk Havzası nın batı yarısında yer alıyor. Yenisey Irmağının kollarından, Abakan Irmağı bölgenin ortasından geçiyor.


         Hakaslar eskiden göçebe olan Sibiryalı bir Türk halkıdır. Ancak, günümüzde bölge nüfusunun yaklaşık % 80 ini Ruslar oluşturuyor. Toplam nüfusu 514.295 olan Hakas Bölgesi nüfusunun ancak % 17,7’si Türk tür. 1989 sayımına göre bu nüfusun 62.875 i Krasnoyarsk Kray ına bağlı olan Hakasya da yaşıyor. Hakaslar ın % 77,2’si Hakasya da yaşamasına rağmen kendi Cumhuriyetleri’nde ekseriyeti sağlayamıyor. Hakasların Kırgız ve Sagay adlı iki kolu bulunuyor. Toplam nüfusun % 70’i şehirde yaşıyor. Bununla birlikte Hakas Cumhuriyeti’nin yerlisi olan Hakas Türklerinin % 70’i kırsal kesimlerde yerleşik.


         Hakaseli’nde toplam 108 farklı millete mensup insan yaşamakta olup buradaki etnik mozaiğin kompozisyonu şöyledir: Ruslar, Hakaslar, Ukraynalılar, Almanlar, Tatarlar, Belaruslar, Çuvaşlar, Mordovalar, Şorlar, Polonyalılar ve diğerleri. Bu nüfus dağılımına bakıldığı zaman Hakas Türklerinin kendi yurdunda bir azınlık durumunda bulunduğu ve demografik çoğunluğu Rusların oluşturduğunu kolayca anlamak mümkündür. Daha XX. yüzyılın başında, yani 1910’da Hakasların toplam nüfusun içerisindeki oranı % 98 olan Hakaseli’nde 1990’larda Hakas Türklerinin toplam nüfusun içindeki oranı % 11’e (65.000) kadar düşmüştür.


         Toplam sekiz bölgeden oluşan Hakaseli’nde toplam nüfusu 170.000 olan başkent Abakan şehrinin yanı sıra dört şehir daha vardır (Çernogorsk, Sayangorsk, Sorsk ve Abaza). İdare merkezi Abakan ın dışında Minusinsk kentinde bulunmaktadır.

Güney Doğu Sibirya da bulunan bu bölge, Rusya nın Krasnoyarks vilayetine bağlıdır.


          “Ayı kanı” anlamına gelen Abakan şehri, Yenisey ve Abakan nehirlerinin kesiştiği bir yerde kuruldu.  

         Manas Destanı nın anlattığına göre Tanrı Dağı Kırgızları Yenisey civarından bugünkü vatanlarına Manas Han önderliğinde göç ettiler. Bu göçe katılmayıp Yenisey civarında hayatını sürdüren Kırgız Türk toplulukları ise Yenisey Kırgızları olarak hayatlarını devam ettirdiler. IX-X. yüzyıl Çin kaynakları Kırgızlar dan "Heges" ismiyle veya diğer bazı kaynaklara göre ise "Kie-kia-se" adıyla bahsediyorlardı.


         Sonraki yıllarda Tanrı Dağı Kırgız gruplarının Müslümanlaşması ve yaşanılan bölgeler arasındaki mesafenin uzak olması Yenisey Kırgızlar nın ayrı bir kimlik benimsemesini ve Hakas adını kabulleriyle sonuçlandı. Hakaslar ın bu ismi kabul etmelerinde Rus istilasından sonra yaşanan sürecin de etkisi büyük oldu. Ruslar bu bölgeleri istila edene kadar ve daha sonraki uzun yıllar Hakaslar ı, diğer Rus hakimiyetindeki Türk halklarında olduğu gibi "Tatar" olarak adlandırıyordu. Diğer yandan Ruslar tarafından yıkılan Hakas Devleti nin hanedanlığını ise "Hırgız Soyu" (Kırgız) sürdürmekteydi. Bölge halklarını tanıyan Rus Türkolojisi, Hakas Türkleri ni hem Kırgızlar dan hem de Tatarlar dan ayırt ederek bölgede Hakas kimliğinin yerleşmesini başardı. Bütün Çarlık döneminde Hakaslar, Açin, Minusin, veya Abakan Tatarları olarak adlandırıldı.


         1718 yılında Rus kaynaklarında bölge için "Kırgız Yeri" veya "Hongoroy" tabirleri kullanıldı. Bu ismi benimsemekte Hakaslar da hiç güçlük çekmediler. Çünkü 2.000 yıldır Çin kaynaklarında bahsedilen bu adla bütün Kırgız Türk grubunun tarihinin asli sahibi olmak gibi bir his ve moral değerle süreci kolaylaştırdı.


Hakas adı ilk olarak Sovyet Birliği nin kuruluş döneminde resmi olarak kabul edildi. Böylelikle M. Ö. II. yüzyıla kadar uzanan Hakas Türkleri nin tarihinde Hakas adının oluşumunu üç önemli dönemde incelemek mümkündür. Birinci dönem Hun ve Kırgız Devletleri dönemidir ki, bu dönemde Hakaslar Yenisey Kırgızları olarak isimlendiriliyorlardı (M. Ö. II. yy. - M.S. XIII. yy.) Türkistan ın en eski halklarından olan Yenisey Kırgızları yalnızca Hakaslar ın kökenini oluşturmuş değillerdir. Onlar aynı zamanda bugünkü Kırgızistan Kırgızları veya diğer adıyla Tanrı Dağı Kırgızları nın da kökeninde önemli yer alırlar. İkinci dönemi ise Hooray Devleti (XIV-XVIII. yy.) oluşturur ki bu dönemde Hakaslar ın diğer Türk Halklarına göre kendilerine has özellikleri oluşmaya başlar.

Üçüncü dönemi ise Rus istilasındaki dönemdir ve XVIII. yüzyılın ikinci yarısından başlayan yeni dönemin özellikle Sovyetler devri sürekli ve bilinçli yapılan propagandalarla Hakaslar, yeni bir kimlik etrafında toplandılar.
 

Geçmiş dönemlerde Hakas sözcüğü Abakan Tatarlarını, Abakan Türklerini ve Yenisey Türklerini tanımlamak için kullanılırdı. Hakas kelimesinin kökeni olan "hagıas" sözcüğü, Çinliler tarafından Sayan dağlarında yaşayan eski bir kabileyi tanımlamak için kullanılırdı. Bu Türk boyundan, Çin kaynaklarında ilk olarak I. yüzyılda bahsediliyor. VI. yüzyıldan itibaren, Altay ve Uygur kabilelerinin güçlü baskısı ile bölgedeki Türk etnik yapısı güçlendi. 1207 de bölge Cengiz Han tarafından fethedildi. XVII. yüzyılın başlarında Ruslar bölgeye geldiler ve kısa zamanda hakimiyeti ele geçirdiler ve Hakas toprakları, her biri ayrı bir Prens tarafından yönetilen bölgelere ayrıldı. 1822 de Rus olmayanların uygulanacak yönetim, vergi ve yasal statüyle ilgili kanunlar yayınlandı. 1917 de Rus Çarlığı’nın yıkılıp yerine SSCB’nin kurulmasıyla gelenek, sosyalist yapı burada da uygulanmaya başlandı. Hakasya Sovyetler Birliği döneminde 1930 yılında Özerk Bölge statüsüne kavuşturuldu. 3 Haziran 1991’de ise Rusya Yüksek Meclisi nin kararıyla Özerk Bölge sınırları içinde Hakas Cumhuriyeti kurulmuş oldu. Hakas Cumhuriyeti nin kuruluşunda liderliğini Aleksandr Kostikov un yaptığı Tun (Öncü) Hareketi nin büyük katkıları oldu.


        3 Temmuz 1991 tarihinde Hakaseli, Hakas Cumhuriyeti statüsüne kavuştu. 25 Mayıs 1995 tarihinde Hakaseli’nde ilk defa Hakas Cumhuriyeti Anayasası kabul edildi.


         Günümüzde Hakaseli Rusya Federasyonu’na bağlı, yönetim biçimi Cumhuriyet olan federe bir devlettir. Kendi Anayasa ve devlet armasına sahip olan Hakaseli Rusya Federasyonu ile yapmış olduğu anlaşma gereğince kendi yetki alanına verilmiş konularda Federal mevzuatı ihlal etmemek koşuluyla bağımsız olarak hareket edebiliyor.


         Hakas ça Uygur şivesine yakındır. Bugün bir yazı diline sahip olan Hakaslar ın dil ve edebiyat enstitüleri vardır.       

        Hakaslar Çarlık döneminde zorla kabul ettirilen Kril alfabesini Sovyet Devriminden sonra bırakıp Latin alfabesine geçtiler, ancak 1939 dan sonra yeniden Kril alfabesini kullanmak zorunda kaldılar. Moğolca ve Çince öğelerin de rastlandığı Hakasça nın sözcük dağarcığı daha çok ortak Türkçe nin kelimelerinden oluşuyor. Zengin bir halk edebiyatı geleneğine sahip olan ve Güney Sibirya da yaşayan bu Türk halkının kullandığı dil "Doğu Türkçesi" grubuna giriyor.


         Hakaslar ın yaşadıkları Minusin Vadisi nin özel konumu ve bölgeyi Türkistan dan ayıran aşılması zor Sayan Dağları Hakasça nın kelime hazinesinin ilk Türkçe de olduğu gibi korunmasına yol açtı. Hakaslar XX. yüzyıl başlarında % 95 den fazla kendi dillerini kullanıyordu. Ekim 1917 Devrimi sonrasında komünist rejimin Ruslaştırma süreci neticesinde 1989 yılında Hakaslar ın ancak % 76 sı Hakasça konuşabiliyor.


         Hakasçanın söz varlığı Türkçe kökenli sözlerden oluşuyor. İçinde Rusça ve Moğolca sözcükler de barındırıyor. Ancak, eski Türkçenin önseslerinin korunduğu da gözleniyor.      

Hakasya da 269 ortaokul, 7 Anaokulu, 1 üniversitede bulunuyor. Anaokullarında 770, Ortaokullarda 91.000, ülkenin diğer üniversitesinde ise 6.500 öğrenci öğrenim görüyor. Eğitim sistemi devletin mülkiyetindedir. Bölgede yılda 150 kitap, 1 dergi, 1 gazete çıkarılıyor. 250 kütüphane, 1 müze 1 tiyatro, 280 kulüp yer alıyor.


         Zengin ormanlar, göller, bozkır ve dağların birleştiği bölgede yer alan Hakasya, uygun tabiat şartları, yeraltı kaynakları, çeşitli metaller ile ilginç bir Türk ülkesidir. Ruslar tarafından bölgeye verilen önemin ve işgal edilişinin nedeni Hakaseli’nin doğal zenginlikleridir. Hakasya aynı zamanda güçlü bir ekonomi ve ziraate sahiptir. Bölgede tarım, hayvancılık ve kerestecilik de yapılmaktadır.
 

         Hakaseli’nin esas zenginliği bu toprakların asıl yerlisi olan Hakas Türklerinin özgün kültürü ve zengin tarihine ait maddi ve manevi mirasıdır. Bu kültürel zenginlik sayesinde Hakaseli kendine birçok konuğun ilgisini çekmektedir.  

         Hakaseli’nin her bölgesinde balbal, kurgan, yazıt, kaya resimleri ve tarihin eski zamanlarından beri insanlar tarafından sayılan, örneğin tapınaklar gibi kutsal yerlere rastlamak mümkün olduğundan bu bölge gerçekten bir açık hava müzesini andırmaktadır. Tarihsel anıtların çokluğu ve yoğunluğu sayesinde ise Hakaseli bilim dünyasında Sibirya’daki “Arkeolojik Mekke” olarak da bilinmektedir. Nitekim Hakaseli’nde bilinen tarihsel arkeolojik anıtların sayısı yaklaşık 30.000’dir.


         Ruslar, Hakas halkını Hıristiyanlaştırmak için yoğun baskılar yaptılar. Bu baskılar neticesinde Hakaslar ın tamamı şeklen Hıristiyan oldu. Erkeklerin çoğu Vladimir, kadınlar ise Mariya adını aldılar. Ancak Hakas Türklerinin büyük bir çoğunluğu, zamanında devlet tarafından maneviyat alanında uygulanan tüm asimilasyon ve Hıristiyanlaştırma siyasetlerine rağmen, Türklerin İslam öncesi geleneksel inancı olan Şamanlığı (Kamlığı) halen yaşatmaya çalışıyor.

Sovyetler zamanında unutturulan tüm Şamanlık geleneği yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Bu hususta hem halk, hem de aydın kesim birlik olarak gönüllü çalışmalarda bulunuyor. 1980’lerin sonundan beri başlayan bu yöndeki çalışmaların neticesinde Hakaseli’nde Hakas Türkleri tarafından kutsal sayılan ve yüzyıllarca kutsanan 300’den fazla kutsal yer tespit edildi. Bu bölgeler çeşitli Hakas kabile ve kabilelerinin bir alt kolu olan soylara ait kutsal yerlerdir. Böylece Sovyet döneminde halkın manevi yaşamından tamamen silinen bu köklü gelenek yeniden tespit edilerek yaşama döndürüldü ve bir anlamda kuşaklar arası kopmuş bir zincir halkası yerine konulmak suretiyle zamanlar arasındaki köprüye yeniden bir bütünlük kazandırıldı.


         Hakas grupları arasında, Şor Türkleri nin şivesiyle konuşan Sagaylar, ağızca Sagaylar la bir birlik teşkil eden Beltirler,          Abakan Vadisi nde yerleşen Kaçlar (Kaçinler, Haaş, Haos), kendilerini Tuba olarak adlandıran Koyballar (Hayballar), Yüs Bozkırı nda yaşayan Kızıllar (Kırgızlar), kendilerini "Kangbaşı" yahut "Kanmajı" olarak isimlendiren Kamasinler, Obi Irmağı nın sağ kollarından Çolım ve Çat Nehri boyunda yerleşen Çolım ve Çat Türkleri sayılabilir.


         Türkiye ve Türk aydınları, SSCB deki bu yeni siyasi coğrafya nın ortaya çıkışına kadar Türk Dünyası ile ilgilenmedi ve düşünce üretmedi. Yıllarca politik baskı ve soğuk savaş nedeniyle sosyal demokratlar ve bilim adamları bu coğrafya ile ilgilenemediler. İyi niyetinden kuşku duyulmayan bir grup aydın ise, gerçekleşme imkânı bulunmayan düşünceler ürettiler. Türkiye nin aydınları da bugün tartışılmasının yarar sağlamayacağı şu ya da bu nedenle Türk Dünyası nın bağımsızlığına hazırlıksız merhaba dedi. Bunun sonucunda da ne yapılmasına karar verilemeyen bir belirsizlik ve kararsızlık hakim oldu.  

         Bugüne dönersek, din farklılığına bakılmaksızın başta Hakaslar olmak üzere Türkçe konuşan tüm halklara Türk Dünyası’nın kucak açıp, sahip çıkması gerekiyor. Türk Dünyası na yönelik temas ve faaliyetlerde Araştırma Enstitüsü, Think-Tank ve benzeri kuruluşların politika üretip, devlet kademelerini yönlendirmesi, iş çevrelerinin finansör olması bekleniyor.

 
  Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol